Sözlük anlamı ile arabuluculuk
uzlaştırıcılıktır. Kişiler, kurumlar ve devletler arasındaki bir anlaşmazlık
durumunda tarafların uzlaştırılması çabasına arabuluculuk , bu çabayı gösteren
kişi ya da kuruma da arabulucu denir. Genel ve geniş anlamıyla ; sözlük
anlamıyla veya halk arasında yaygın kullanımıyla
arabuluculuğu, kendisinden arabulucu olması istenen herkes yapabilir.
Ancak hukuk uyuşmazlıklarında
arabuluculuk ancak hukuki uyuşmazlıklarda söz konusu olan arabuluculuktur. Hukuk
uyuşmazlıklarında arabuluculuğu ve mevcut mevzuatımızı göz önüne aldığımızda
–ki başka arabuluculuklar bu makalenin konusu değildir- arabuluculuğu sadece
arabuluculuk eğitimi almış ve sicile kaydını yaptırmış hukukçular yapabilir.
Hukuk uyuşmazlıklarının
arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenlemek
amacıyla 7.6.2012 tarihinde 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
Kanunu çıkarılmıştır.[1]
HUAK .madde 2/b de “Arabuluculuk , Sistematik teknikler
uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya
getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini
kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını
gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü
kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi”
olarak; Arabulucu da “ Arabuluculuk
faaliyetini yürüten ve Adalet Bakanlığı’nca düzenlenen arabulucular siciline
kaydedilmiş bulunan gerçek kişi” olarak tanımlanmıştır.
HUAK madde 20 de ise ; Sicile
kaydın, ilgilinin Arabuluculuk Daire Başkanlığına yazılı olarak başvurması
üzerine yapılacağı ; sicile kayıt için de
Türk vatandaşı olmak, mesleğinde en
az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olmak, tam ehliyetli
olmak, kasten işlenmiş bir suçtan mahkûm
olmamak, arabuluculuk eğitimini
tamamlamak ve Adalet Bakanlığı’ nca yapılan yazılı ve uygulamalı sınavda
başarılı olmak gerekeceği belirtilmiştir.
Yani mevcut mevzuatımıza göre sadece
yukarıdaki şartları taşıyan hukukçuların bu mesleği yapabileceği açık ve
nettir. Ancak, son zamanlarda
hukukçuların yanı sıra diğer meslek erbaplarından da arabulucu olup olamayacağı
konusunda sanal ve gerçek ortamlarda tartışmalar yaşanıyor.
Hukukçu olmayan bir meslek erbabı
arabulucu olabilir mi? Örneğin bir mimar, mühendis, psikolog, bir bir öğretmen
,bir muhasebeci ya da bir akademisyen, hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk
yapabilir mi? Yasal düzenlemeyi, yurtdışındaki uygulamaları, arabulucu-avukat
meslektaşların görüşlerini dikkate alarak bu soruya yanıt vermeye çalışalım:
İnternet ortamında,
arabuluculukla ilgili gruplarda bu konu tartışmaya açıldığında ilk refleksim şu şekilde olmuştu:
Nasıl ki hukukçular inşaat
işinden anlamaz /uğraşmamalı ise, inşaatçılar da hukuktan- bir hukukçu kadar en
azından- anlamaz/uğraşmamalıdır. Arabuluculuk, Avukatlık, Hakimlik, Savcılık,
Noterlik her ne kadar birbirinden farklı meslekler ise de tüm bu mesleklerin
ortak özelliği hukukçu olmalarıdır. Arabuluculuğun alternatif uyuşmazlık çözüm
yolu olması yargılama sürecine alternatif olmasıdır yoksa hukuka alternatif
olması değildir. Arabulucu olan meslektaşlarımızın avukatlık-hakimlik-savcılık-noterlik
gibi hukuk mesleklerine sahip çıkması ve saygı duyulmasına asgari özen
göstermesi gerekir. İnşaatçıların tecrübelerinden,
teknik bilgilerinden elbette yararlanılmalıdır. Nasıl ki, yargılama sırasında İnşaatçı
Bilirkişilerden teknik/meslekle ilgili bilgi ve tecrübelerinden yararlanılarak rapor
isteniyorsa, Hukuki Arabuluculukta da (Hukuki olmayan arabuluculuk HUAK kapsamında
değildir) taraflar isterlerse, gerek yargılama
sırasında/özel mütalaa şeklinde elde etmiş oldukları raporlar çerçevesinde
sorunlarını üçüncü kişi olan arabulucunun gözetiminde tartışabilir ve
çözebilirler. Taraflar -her iki taraf- isterse arabuluculuk görüşmeleri
sırasında teknik rapor - taraflarca- istenebilir/beklenebilir/eklenebilir.
Ancak, arabulucu-kendiliğinden-bilirkişiye başvuramaz. Ayrıca; arabuluculuğun
hukukçular tarafından iyice özümsenmesi, benimsenmesi aşamalarından sonra, (gelecek
yıllarda koşulların gerektirmesi halinde) (çok ileriki yıllarda belki-) inşaatçılar
/mühendisler/mimarlar, ancak bir hukukçu arabulucu yanında Eş Arabulucu
olabilirler. Ancak, bu neredeyse 1,5 yıllık süreçte sadece 101 hukuki
uyuşmazlık arabuluculukla çözümlenmiş ise , hukukçular dışında arabulucu
aranmasının zamanı değildir. Olması gereken; arabuluculuğun belli bir meblağa
kadar ve/veya belli tip uyuşmazlıklarda ya da tüm hukuki uyuşmazlıklarda davadan önce başvurunun zorunlu olmasına yönelik acil yasal ve
idari düzenlemeleri gerçekleştirmektir. (BERKHAN) [2]
Pek çok meslektaşımız konuyla
ilgili çeşitli görüş, öneri ve eleştirilerde bulundurlar:
"Hukuki uyuşmazlıklarda "
arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın ya da anlaşamamanın hukuki
sonuçları vardır. Üstelik bunlar tek tür hukuki uyuşmazlıklar değildir. Aile hukuku, borçlar Hukuku,
ticaret hukuku, tazminat hukuku v. s. Bu durumda, sürecin sonunda, anlaşmazlığın türüne göre ilgili hukuk alanında tanınmış
sonuçlar vardır. Hukukçu
arabulucular dışında bu sonuçları bilmeyen bir arabulucu önderliğinde
yürütülen süreç ne yazık ki tarafları yanlış yerlere sürükleyecek, uygulanması
mümkün olmayan anlaşmalar ortaya çıkabilecektir.
Dünyada arabuluculuğun faklı
uygulamaları mevcut. Bunlar arasında bilirkişi arabulucuların yer aldığı türler
de var. Ama ülkemizde henüz kolaylaştırıcı arabuluculuk olarak düzenlenen bu
sürece hukukçu olmayanların dahil edilmesi bugünkü şartlarda düşünülemez. Zaman
ve mesleğin seyri ne gösterir bilinmez ama yakın gelecek için bence hukukçular
dışındaki kişilerin hukuki uyuşmazlıklarda
arabuluculuk yapmaları mümkün değildir .
(EKŞİLER) [3]
Ayrıca, Uzlaşma sonucunda
imzalanacak olan tutanağın yazılması bile çok önemlidir ve hukuki (bilgi) nosyon gerektirir.
Hukukçu dışında bir kimsenin yargı makamları tarafından doğrudan onaylanacak ve
icra edilebilirlik şerhi verilecek olan hukuki bir metni yazabileceği
düşünülemez.(AYCAN)[4]
Önce arabuluculuğa başvurma
zorunluluğu için yasal
düzenleme gerçekleştirilmelidir. Hukukçular, uyuşmazlığın türüne göre teknik destek
ihtiyacını karşılayamaz ve bunu tarafların uzlaştığı bir bilirkişi aracılığı
ile gideremez ise belki o zaman teknik arabulucular (mali müşavir, psikolog,
mimar, mühendis, doktor vb.) düşünülebilir. Dünyadaki uygulamalar ve oranlardan
da yararlanabilir. Elbet hukukçu arabulucunun bulunmadığı bir arabuluculuk
düşünülemez. Ancak özel durumlarda ve teknik destek gerektiren uyuşmazlıklarda
diğer meslekteki arabulucular, heyeti tamamlamak üzere düşünülebilir. Yani tek
bir hukukçu arabulucunun özel bilgiler nedeniyle yetersiz olduğu durumlarda
tamamlayıcı nitelikte. (AYDIN)[5]
[6] (NOT: Bir Arabulucu-Avukat meslektaşımızın yorumuna yer verilmiş ise de ilgilinin talebi üzerine yorumu kaldırılmıştır.)
Arabuluculuğu öğrenmek kadar ara bulmaya yetenekli de olmak gereklidir, bu yüzden hukukçu dışındaki meslek gruplarından da bu yeteneğe sahip olanlar mutlaka vardır diyen bu şekilde hukukçu dışındaki meslek kollarının arabulucu olmasına daha ılımlı bakan avukat arabulucular da vardır: (ÇAĞLAR) [7]
Arabuluculuğu öğrenmek kadar ara bulmaya yetenekli de olmak gereklidir, bu yüzden hukukçu dışındaki meslek gruplarından da bu yeteneğe sahip olanlar mutlaka vardır diyen bu şekilde hukukçu dışındaki meslek kollarının arabulucu olmasına daha ılımlı bakan avukat arabulucular da vardır: (ÇAĞLAR) [7]
Eğer uzlaştırma yeteneğini
geliştirmişse olabilir ama yine de hukuk yönü eksik kalır, pratik açıdan da
talep olmaz diyen, bu nedenle hukukçu dışındaki mesleklere mensup kişilerin uzman
tanık olarak değerlendirilebileceği de ileri sürülmekte, (POLAT)[8]
hukuki mütalaaya kadar bilirkişilerden görüş isteyen bir hukuk sisteminde bunların
olması da kaçınılmaz olduğu dile getirilmektedir. (ÜNLÜ)[9]
Acil olarak arabuluculuğun en
azından belli bir meblağa kadar zorunlu olması ile ilgili yasal düzenlemenin
yapılması için bu süreci hızlandırmak için bizler neler yapmalıyız, bunları
konuşmalıyız. (ŞİVİLOĞLU)[10]
Yasal düzenleme için Bakanlığı nasıl harekete geçirebiliriz? Toplu bir görüşme
vs. bunlar üzerinde çalışmalıyız diyenler de vardır. (DÜNDAR)[11]
Hukukçu dışındaki meslek
gruplarının arabuluculuk yapması önerisine karşı “ Hukukçulara da elli-yüz saat
temel tıp eğitimi versinler, biz de gripti, anjindi, tonsilitti, soğuk
algınlığı falan muayene edip reçete yazalım, öyle olur mu acaba?” şeklinde
haklı eleştiriler de yapılmaktadır.(DEVELİER)[12]
İnşaat konusunda uzman bir kişi o
konuda arabuluculuk yapmaya istekli ise arabulucu yardımcısı yapılabilmelidir (DEMİR)[13]
önerisine karşı ise “Yardımcı arabulucu kullanmak yerine ben delil tespiti
yaptırırım.” Şeklinde görüşler dile getirilmektedir. Ve haklı olarak hukukçular
dışında her hangi birine olumlu bakmanın diğer tüm meslek gruplarına arabulucu
olma yolunu açacağı düşünülmektedir. (ÜNLÜ)[14]
Farklı meslek gruplarına
arabuluculuğa açmanın yaratacağı endişeler ile
kapalı tutmanın yaratacağı sakıncaları birlikte değerlendirip orta bir yolu
işaret edenler de vardır. İnşaat uyuşmazlıklarında hem inşaatçı hem de hukukçu
iki arabulucu ile konunun çözümü zira ikisi bir arada olduğunda faydalı
olacaktır. Zira inşaat uyuşmazlıklarında bu gün çok karmaşık teknoloji, imalat
ve yapım teknikleri var, ancak, hukukçu arabulucu olmak kaydı ile bir başka
arabulucu (örneğin inşaat mühendisi, doktor, vs.) , yardımcı olarak, ihtiyari
olarak yer alabileceği (ÖZTÜRK)[15]
; Haklı haksız ayrımı yapamayacağına
göre arabulucunun teknik bilgiye sahip olmasının bir önemi olmadığı ancak
istisnai olarak psikoloji eğitimi almış olanların sisteme dahil edilebileceği
dillendirilmektedir.(GÜLSARAN)[16]
Sadece hukukçu olmalı (AKPINAR)[17]
diyen arabulucuların sayısı, başka mesleklerden de arabulucu olabilir diyenlere
göre yaklaşık dört kat fazladır. (DEMİR)[18]
“Diğer taraftan dünyadaki
uygulamaya baktığımızda, arabuluculuk görevi için çoğunlukla avukatlar,
avukatlar arasında da uyuşmazlık konusunda uzman olan avukatlar tercih
edilmektedir. Her avukat gerekli yeteneklere sahip olmamakla birlikte, aynı
zamanda avukat olan iyi bir arabulucu, oldukça büyük bir avantaja sahiptir. Bir
avukatı arabulucu olarak görevlendirmenin bir barış konferansına tankla gelmek
gibi bir şeydir “ şeklinde de görüşler vardır.
(KEKEÇ,Dipnot.76-77 )[19]
Bir avukat-arabulucu, kolay
olmamakla birlikte, tarafsız üçüncü kişi özelliklerini uygulamaya koymayı
başarabilirse, hukuki konulara çok iyi hakim olduğu için, çözüm
alternatiflerinin daha kapsamlı ortaya konulmasını ve sonuç olarak hazırlanacak
anlaşma ve şartlarının daha iyi ifadesini sağlayabilecektir. (KEKEÇ,Dipnot.78)[20]
ÖZMUMCU’ Hocamıza göre: Ülkemiz
açısından bir değerlendirme yaptığımızda, ilk etapta, arabulucuların hukukçu
(avukat, emekli hâkim, noter veya akademisyen v.s) olmaları isabetli
görülmektedir. Ancak bu pilot projelerin sağladığı olumlu gelişmelere bağlı
olarak, bazı hukuki konuları aşan uyuşmazlıklar açısından, başka alanlarda
konularının uzmanı olan (mühendis, mimar, psikolog, pedagog, halkla ilişkiler
uzmanı vs.) kimselerin de hukukçu arabulucu ile birlikte bu sistem içinde yer
alacak konuma getirilmelerine imkân veren yasal düzenlemelere gidilmelidir. Şu
an itibariyle 6325 Sayılı Kanun'un öngördüğü mevcut düzenleme yerindedir. Ancak
orta veya uzun vadede arabuluculuk diğer meslek alanlarına da yansıyabilir;
bunun için de öncelikle sistemin zaman içinde başarılı olması, yerleşmesi ve
toplumun buna güven duyması çok önemlidir ; hatta daha da ötesi son derece
önemlidir. [21]
Arabulucunun hukukçu olması,
uygulamaya da hakim olması nedeniyle avukat olması, uyuşmazlık konusunda uzman
olması ve tüm bunların yanında arabuluculuk yeteneklerine de sahip olması
uyuşmazlığın barışla sonuçlanması ve anlaşma metninin daha sorunsuz
düzenlenebilmesi açısından tercih edilecektir. Diğer taraftan, ancak bir
hukukçunun gözlemleyebileceği, hata, hile, ikrah, müzayaka gibi iradeyi
sakatlayan durumların varlığını gördüğü ya da hissettiği durumlarda-her ne
kadar taraflara arabuluculuk hukuki süreci dışında hukuki bilgi verme ve uyarı
zorunluluğu bulunmasa da-tarafları sükunete davet etmek, görüşmelere ara
vermek, tarafların bir de konuyu avukatlarıyla paylaşmalarını istemek ve
zorunlu durumlarda imzalayacağı sözleşmenin hukuki sonuçları hakkında bilgi
vermek gerekebilir. Bu durum hem hukukçu olmanın hem de etik değerlere sahip iyi
bir arabulucu olmanın bir gereğidir.
Avukatlık mesleğini icra ederken müvekkilinin
çıkarlarını gözetmenin yanı sıra karşı tarafın hukukunu gözetmek, avukatlar
için bir görevdir. Her ne kadar “en kötü
uzlaşma en iyi mahkemeden yeğdir” sözü uzlaşma ile uyuşmazlıkları çözmeyi
öncelleyen her avukatın düsturu olsa da, bu “nasıl
anlaşırlarsa anlaşsınlar yeter ki anlaşsınlar ” demek değildir. Arabuluculuk
yargılama faaliyetinin alternatifi olsa da bir hukuki süreçtir, taraflar her ne
kadar kamu düzenine ve ahlaka aykırı olmamak şartı ile istedikleri şekilde
anlaşabilirler ise de “icra edilebilirlik” şerhi alınması isteniyorsa bu
anlaşma sonucunun hukuki olması gerekir. Arabulucu, taraflar arasında eşitliği
gözetmekle de yükümlüdür.( HUAK.m.9 /3) Tüm bunları birlikte
değerlendirdiğimizde, arabulucunun hukukçu olması, avukat olması –bu meslek
yasal düzenleme ile sadece hukukçulara hasredilmemiş olsaydı bile - tercih edilecektir.
Hukuk bilgisi dışında ayrıca bir
arabuluculuk eğitimine ihtiyaç duyulmuştur. “Arabuluculuk
eğitimi, hukuk fakültesinin tamamlanmasından sonra alınan, arabuluculuk
faaliyetinin yürütülmesiyle ilgili temel bilgileri, iletişim teknikleri,
müzakere ve uyuşmazlık çözüm yöntemleri ve davranış psikolojisi ile
yönetmelikte gösterilecek olan diğer teorik ve pratik bilgileri içeren eğitimi
ifade eder.”( HUAK.m.22 )
“Hiç bir psikoloji eğitimi almamış savcı ve hâkimlerin zihinsel engelli
ya da psikolojik sorunlu kişiler ile ilgili bilirkişi raporlarını dikkate
almaksızın hüküm verebildiği bir sistemde kimin neye hakkı olduğu konusu
oldukça tartışılabilir.” (YALÇINÖZ)[22]
İlerde hukukçu dışındaki
mesleklere de arabuluculuk hakkı tanıyan kimi ülkelerde olduğu gibi psikolog
mühendis vb. arabuluculuk eğitimi yanında
ilave olarak temel hukuk eğitimi de almak kaydı ile işin niteliğine ve
ihtiyaca göre bir hukukçu arabulucunun yanında “eş arabulucu” , “ yardımcı
arabulucu” düşünülebilirse de bu günümüzün ihtiyacı ve sorunu değildir.
Eş arabulucu, yardımcı arabulucu
olabilmenin de hukukçu olmayanlarca mümkün olmayacağını ileri süren
arabulucular bulunmaktadır:
“Türk Hukuk sisteminde artık
Arabuluculuk müessesesi varsa ya da Arabuluculuk bir meslek olarak
düzenlenmişse ve bu yargılamanın alternatifi ise yasal düzenlemeden önce
arabuluculuk diye anılan tanımlanan her şey artık farklı bir yere konmalı ve
farklı anlaşılmalıdır. Ayrıca ‘’ Eş Arabulucu ve Yardımcı Arabulucu ‘’
tanımlamalarını da uygun bulmuyorum. Bence bu şekilde nitelemeler algı
karışıklığını daha da arttırabilir.” (DAĞCI)[23]
Arabuluculuk Hukukçuların
“İş”idir artık. Mevzuatı ve idari düzenlemesi olan bir meslektir. “Bırakınız
hukuki sonuç doğuracak işlemleri hukukçular yapsın.” (HACIEMİNOĞLU) [24],
çünkü, “hukukçu olmayan birisi uyuşmazlığın ne durumda olduğunu ve tarafların
BATNA sını tespit edemez” (ŞİMŞEK)[25]
Bu noktada özellikle hukuka ve
adalete duyulan güvenin korunması önemlidir. “Bir toplumun en önemli yapı
taşlarından biri de adalete güvendir. O güven bir kere zedelendi mi bir daha
onarılması imkansız hale gelebilir” (ÖZMUMCU)[26]
Arabuluculuğun gelişmesi, benimsenmesi, yaygınlaşması için yargıya, hukuka ve
alternatif uyuşmazlık çözümlerine duyulacak güven önemlidir. Yargıya güvenin
azalması arabuluculuğa olan güvenin artması sonucunu doğurmaz. Farklılıklar
tercih sebebi olabilir sadece. Bu nedenle arabulucular bir taraftan bağımsız,
tarafsız, adil ve masrafsız bir yargılama sistemi için mücadelesi verirken
diğer taraftan toplumun arabuluculuk ile çözüme uygun uyuşmazlıklarda
arabuluculuğu tercih etmeleri için her türlü çabanın içerisinde olmalıdırlar.
Yargıya, arabuluculuğa güveni sağlayarak adalete ve toplumsal barışa katkı sunan
gönüllüler olmalıdırlar. Gönüllü olma ruh hali ile çalışılmalı, ancak, artık arabuluculuk
eğitimi almış ve sicile kaydını yaptırmış hukukçular için bir profesyonel iş,
bir meslek halini almakta olduğunu aklımızda tutmamız (unutmamak) gerekir.
Burada yapılması gereken
arabuluculuk eğitiminin daha da nitelikli ve uzmanlaşmaya dönük olarak
verilmesi; Eğitimde standardizasyonun sağlanması; Uzman arabuluculuğun
düzenlenmesi; Belli tip uyuşmazlıklar ve/veya belli bir meblağa kadar olan
parasal uyuşmazlıklarda veya tüm
hukuk uyuşmazlıklarında dava öncesi arabuluculuğa
başvurmanın zorunlu zorunlu hale gelmesi için gerekli yasal ve idari
düzenlemenin yapılması, başka mesleklere arabuluculuğun açılmasından çok daha
elzem daha elzem bir konudur. Bir yıl önce yürürlüğe konulan mevzuatımızdaki
eksiklikler yasal düzenlemelerle düzeltilmeli, arabuluculuğun gelişmesi ve
arabulucuların mesleklerini profesyonelce yapabilmeleri için iş imkanları
genişletilmelidir. Bunun için de bir taraftan kamu spotlarıyla, halka, kurum ve
kuruluşlara yönelik eğitim çalışmalarına hız verilmeli; bir taraftan da belli
tip ve/veya belli bir miktara kadarki parasal/ticari uyuşmazlıklarda veya tüm hukuk davalarında dava öncesi
arabuluculuğa başvurunun zorunlu /teşvik
edilir/tercih edilir noktaya noktaya getirilmesi için yasal, idari düzenlemeler
yapılmalıdır.
Arabulucu/arabuluculuk dernekleri
, alternatif uyuşmazlık çözümü ile ilgili dernekler, Arabuluculuk Daire
Başkanlığı, Barolar, Sanayi ve Ticaret Odaları, Meslek Birlikleri, Odalar,
ilgili tüm kişi, kurum ve kuruluşlar işbirliği ve işbölümü yaparak kolektif ve
entegre bir çalışmanın içerisine girmelidirler. Seda Özmumcu hocamızın ifadesi
ile “… pilot projelerin sağladığı olumlu gelişmelere bağlı olarak, bazı hukuki
konuları aşan uyuşmazlıklar açısından, başka alanlarda konularının uzmanı olan
(mühendis, mimar, psikolog, pedagog, halkla ilişkiler uzmanı vs.) kimselerin de
hukukçu arabulucu ile birlikte bu sistem içinde yer alacak konuma
getirilmelerine imkân veren yasal düzenlemelere “ arabuluculuk sisteminin oturmasıyla
ve ihtiyaç belirmesiyle ilerde gidilebilirse de, bu konu günümüzün ve
gündemimizin konusu değildir. Ülkemize arabuluculuk artık hukukçuların “iş”idir
ve hukukçular kendi “iş”lerine karışılmasından hoşlanmazlar.
20.11.2014
NOT: Bu bir denemedir. Ağırlıkla
Facebook gruplarında yapılan paylaşım ve yorumlardan yararlanılarak derlenerek hazırlanmış bir
derleme-makaledir. Bir istatistiksel çalışma için ,Facebook’ taki “Arabulucu”
adlı grupta, konuyu tartışmaya açan Sn. Ar-Av. Şamil Demir’ e ve makaleye
–facebook taki yorumlarıyla- katkısı olan herkese; makaledeki sözcük, harf düzeltmeleri ve katkıları için
Ar.-Av.M.Mehmet Aydın Üstadımıza ve önceki makalenin revize edilmesinde katkısı
olan Sn. Seda Özmumcu hocamıza da ayrıca teşekkür ederim.
[1] 6325
Sayılı HUAK ın Kuruluş Başlığı altındaki 28-32.maddeleri yayımı tarihinde (
21.06.2012) diğer hükümleri ise
yayımından bir yıl sonra ( 21.06.2013) atrihinde yürürlüğe girmiştir.
[2] İhsan
Berkhan, Facebook, Arabulucu /
Arabuluculuk Gönüllüleri
[3] Mehveş
Ekşiler, Facebook, Arabuluculuk Gönüllüleri
[4] İbrahim
Aycan, Facebook, Arabuluculuk Gönüllüleri
[5] M. Mehmet
Aydın, Facebook, Arabuluculuk Gönüllüleri
[6] ............ Facebook, Arabulucu
[7] Nuraz
Sağaz Çağlar,Facebook,Arabulucu
[8] Malike
Polat,Facebook, Arabulucu
[9] Şule
Ünlü, Facebook, Arabulucu
[10] Nazan
Güleryüz Şiviloğlu, Facebook,Arabulucu
[11] Benson
Dündar, Facebook, Arabulucu
[12] Serpil
Tuna Develier, Facebook, Arabulucu
[13] Şamil
Demir, Facebook, Arabulucu
[14] Şule
Ünlü, Facebook, Arabulucu
[15] Fahriye
Öztürk, Arabulucu
[16] Gökçe
Kılıç Gülsaran, Facebook, Arabulucu
[17] İrfan
Medet Akpınar, Facebook, Arabulucu
[18] Şamil
Demir, Facebook, Arabulucu, “64 kişinin
katıldığı ankete göre %78 hukukçu dışındaki mesleklerin arabulucu
olabileceğine karşı iken sadece %22 si
olabileceğine ılımlı bakmaktadır.”
[19] Elif
Kısmet KEKEÇ, Yrd.Doç.Dr.,Arabuluculuk Yoluyla Uyuşmazlık Çözümünde Temel
Aşamalar ve Taktikler, adalet yayınları, 2.baskı, Ankara-2014, sf.148, dip
not.76 -77
[20]
KEKEÇ,a.g.e.sf.148,dipnot.78
[21] Seda
ÖZMUMCU, Yrd.Doç.Dr. Uzak Doğuda Arabuluculuk Anlayışı İle Türk Hukuk
Sisteminde Arabuluculuk Kurumuna Genel Bir Bakış,XII Levha Yayınları,
Sf.356-357
[22] Vedat
Yalçınöz, Psikolojik Danışman, Facebook,Grup: Arabulucu
[23] Ayşe
DAĞCI, İzmir Arabulucular Derneği YK Başkanı, Facebook, Grup:Arabulucu
[24] Sinem
HACIEMİNOĞLU , Facebook, Grup:Arabulucu , “Bizler inşaatçı değiliz eser
sözleşmesini a dan z ye biliyoruz , bizler otomobil sektöründe değiliz ama ayıp
kusur kavramını dayanak kanunu biliyoruz , bizler işçi değiliz işçinin
işverenin haklarını biliyoruz, holding sahibi değiliz şirketler hukukunu a dan
z ye biliyoruz .. Nafaka alıcısı borçlusu, kat yöneticisi olmasakta vs vs
kısaca kanunun değdiği her noktaya vakıfız...bırakınız da hukuki sonuç
doğuracak işlemleri hukukçular yapsın”
[25] Mehmet
ŞİMŞEK, Facebook, Grup: Arabulucu , “Çünkü sürecte arabulucu. ..tarafların
BATNA sını tespit edecek....tarafların durumlarının farkına varmasını
sağlayacak. ..taraflara bu şekilde yardımcı olacaktır. ..uyuşmazlıklar şimdilik
aile hukuku ve Ticaret özel hukuk kökenli dir.hukukcu olmayan birisi
uyuşmazlığın ne durumda oldugunu ve tarafların BATNA sını tespit edemez”.
[26]
Yrd.Doç.Dr.Seda ÖZMUMCU , Facebook, Grup:Arabulucu, “. Bu noktadan hareketle
önce bir vatandaş ve sonra da akademisyen olarak tek dileğim, arabuluculuk
usulünün, bu alandaki özverili ve gönüllü çalışanları ile birlikte, bu sınavdan
başarı ile çıkmasıdır. Bu noktadaki inancımı korumak istiyorum.